Revü Kızları

Bulgaristan, müfettiş yaşamımın bitişinde, bana açılan yeni kapı. İzmir’den İES (İzmir Elektronik Sanayi) firmasının KOZMOS marka televizyonunu satmaya çalışıyorum. Beğendiler 50 mi, 100 mü sipariş verdiler. Satış için Bulgaristan’a 1990 Ekim’i gibi ilk gidişim olacak. İşbankası emeklisi bir dostum Ömer Hancıoğlu Ankara Keçiören’de kadın iç çamaşırını imal ediyor.

Artık Mülkiyeliyim

Okulum Mülkiye’yi bitirmiş, Kasım 1975’de Gümrük ve Tekel Bakanlığı Müfettiş Muavinliği sınavını kazanmış, bir hafta Ankara’da kalarak, 24 Aralık 1975’de İstanbul’a Karaköy’deki Teftiş Kurulu’na gönderilmiştim. Sınavı kazanan iki kişi hariç beş kişi (Savaş Özdoğan, Zeki Tüyen, Nazım Bilican, Sedat Çetin baş ve ben) artık İstanbul’lu idik. Bir iki hafta sonra diğerleri de (Turan Yıldız ve Ender Yücesoy) Kurul’a teşrif ettiler. 8-10 gün herkes Kadıköy Otel ile Karaköy kurul arasında gidip geldi. Sabah 06:50 – 07:20 -07:40 vapurlarına binmemiz gerekiyor ki, üstadlardan önce Teftiş Kurulu’na ulaşabilelim.

Boksör

İstanbul yolcusuyum, uçak, araba uymadı. 05:30 otobüsü beni bekliyor. 04:30’da evden ayrıldım, beş dakika, on dakika daha uyusam uyuyacağım. Sevgili eşim de dönüşte uyusun diye 04:50 AŞTİ’deyim, salonda dolaşıyorum. Yazıhanelerde soluk ışıklar, başı masanın üzerinde kolunu yastık yapıp uyuklayanlar, sessizliği bozan bir iki çığırtkan dışında, duvara dayanmış uyuklayan başlar.

Google Memet

Tekneye adım atar atmaz beni karşılayan mürettebatın önünde küçük bir çocuk valizimi almaya çalışıyor. “Abi, çantayı alıyam mı?” diyor. Bozburun’a özel aksanı hemen belli oluyor. Ben vermeyince, diğer yolculara ulaşıyor, valizleri taşıyor, güvertenin kenarından koşup, burna geçiyor, sonra halatı topluyor. “Memet Can” diyorlar, bu kez mutfağa koşuyor, “Memet Can” diyorlar güverteyi yıkıyor, Dayısının gemisine, tuzlu su değiyor, diye ardından ahşap ve nikalajları parlatıp, cilalıyor, oradan oraya koşturuyor.