Aydınlanma Çağında, insan aklının arayışı değişti; eşitlik, özgürlük, adalet, kardeşlik temellerine dayalı görünmez bir toplumsal sözleşme oluştu. Aydınlanma döneminde, tüm dünya yaşamında, dinin sosyal hayattan ayrılması, insanın Tanrı’nın kulu olmaktan çıkarılması ve eşit, özgür vatandaşlar olması, bilimin, sanata, üretime ve hayata yol gösterici olması, teknolojinin gelişmesiyle refahın artması, Sanayi Devrimi ile sermayenin çoğalması sonrasında, toplumda kardeşlik düşüncesinin gelişmesiyle, Fransız Devrimi sonrasında oluşan burjuva sınıfı ve vatandaş kabul edilen Yahudilerle Avrupa’nın sosyal ve siyasal hayatı tamamen değişti. Dolayısıyla bu aydınlanma döneminde, Osmanlı toplumu da fevkalade etkilendi; (1839) Tanzimat Fermanı, (1856) Islahat Fermanı, (1876) I. Meşrutiyet ile Osmanlı halkı yine tebaa olsa da, “Müslüman” ve “Gayri Müslim” “Türk” ve “Arap” gibi ayrımlara uğradı; ileride Türk halkının kulluktan çıkarılarak, vatandaş olması yolunda ilk adımlar atıldı. Fransız Devrimi sonrası, ticarete egemen olan ve okuma yazması bulunan Yahudi halkına vatandaşlık hakkı verilince, Avrupa’da oluşan burjuvazi sınıfında Yahudiler ağırlık kazandı ve pek çok ülkeye dağıldılar. Yahudilerin önemli bir bölümü de, Osmanlı topraklarında ticaret ve siyasette ağırlığı olan Beyrut, Makedonya ve Selanik’e yerleştiler.
Araştırmalarım
Galatlar Anadolu’da
|
Galat’lar; isteseler Ege’de, Marmara’da boğazlarda kalabilirlerdi, ama onlar, Anadolu’nun bu yaylasını sevdiler. Galatlar İç Anadolu’ya gelince, Gordion’u garnizon yaparak Ancyra’da, Tavion’da ve Pessinus’a birer kent oluşturdular. Tapınak şehri Pessinus’tu bugünkü Sivrihisar yakınında Ballıhisar’dı hem de ticaretin merkezi idi. Yolun üstünde Gordion vardı, Eskişehir yolunda bugünkü Ballıca civarında 16 ncı km’de uzak kalesi ile Ancyra kenti vardı. Eyaletin diğer ucunda da Tavion kenti bulunuyordu.
Araştırmalarım
Galatlar, Yollarda…
|
Evet, Galatlar’ın şimdi Balkanlardan Anadolu’ya geçiş ve oraya yerleşme serüvenine dönelim;
Galatlar, sağlam kültürleriyle Anadolu’ya geçecek, Sakarya-Kızılırmak arasında öncekiler gibi, sonrakilerle kucaklaşacak, şekillenecek ve sonra yolu üzerinde belki şövalyelere yol göstererek, ama haçlıların Kudüs’e geçişinde sessiz duracaklardı. Sonra da Şaman Türklerin yeni öğrendikleri Müslümanlıklarına Anadolu’da kucak açacaklardı. Doğu Avrupa’da üç boyla ilerlediler, kılıçları kınından çekilmişti, kan dökülüyordu. Druidler kelt dünyasının hemen her yerindeki gerilimi biliyor ve Romalılardan duydukları Asya’nın stepleri için dağları aşıyorlardı. Tektosag’lar, Tuna Vadisi’ne inmişti.
Araştırmalarım
Galatlar
|
Dünya kültürüne görünmez ancak büyük etkisi olan ve çok az bilinen tüm Avrupa, Asya ve özellikle Anadolu kültürüne büyük katkısı bulunan ve halen geleneklerini pek çok insan topluluğunda sürdüren Keltler’den ve Anadolu’daki adlarıyla Galatlar’dan söz edeceğim. Neolitik çağın sonun İ.Ö. 1800 yıllarında bugünkü Fransa’da Ren nehrinin doğusunda Proto-keltler adıyla yaşarken; İ.Ö. 900’lerde Alp Dağlarındaki topluluğun ülkelerine saldırmasıyla İ.Ö. 500’e kadar bu toplulukla iç içe geçerek, İsviçre’nin Neuchatel Gölü’nün doğu ucundaki La Tene’de tarihe geçecek yeni kültürlerini yaratmışlardır.
Düşündüklerim
Galatlar : Sakarya – Kızılırmak Arası
|
Galatlar; Eski Avrupa’nın M.Ö. 900-500 arasında Fransa-İspanya-İtalya’da yaşayan kelt halkının Balkanlardan Anadolu’ya gelen ve Kızılırmak-Sakarya arasına yerleşen grubudur. Galatlar, Keltik düşünce ile Hıristiyanlık öncesinde Druid dedikleri rahipleriyle, tıpkı Türklerin Şamanları gibi pratik dinsel işlevlerini yürütmekte iken; Anadolu’ya geldikleri M.Ö. 300’lerde mevcut frig halkı ve sonrasında Romalılar ile birlikte yaşamışlardır. Friglerin ve özellikle Anadolu tanrılarının inançlarına gösterdikleri hoşgörü ile Anadolu’da inançların akılcı yolla seçilme ve gelişmesine yardımcı olmuşlardır. Roma’nın Anadolu tapımlarını bir araya getirme gayreti ve tek din oluşturma girişimine rağmen, özerk ve özgür tavırlarıyla tüm inançlara Anadolu’da filizlenme imkanını sağlamışlardır. Anadolu’ya gelen ilk Hıristiyanların göksel baba deyimleriyle tuzağa düşerek, Yahudilerin Hıristiyanlığı geliştirmesine yardım etmişler ve tanrıları ile birlikte Roma’nın çöküşüne neden olmuşlardır. Bizansın önce oluşumunda, daha sonra da doğunun etki ve baskısından korunmasında, güçlü bir kale gibi görev yapmışlardır. Sasaniler, Persler ve Arap Müslümanların Anadolu’ya girişlerinde, daima daha önce yaptıkları gibi, onlara karşı da diğer inançları himaye etmişlerdir.