Gaz Kaçağı

Akşam masada bir iki kadeh derken; eski dostları, okul arkadaşlarımı konuşmaya başladık. Eşim sordukça coştum. Birkaç gün öncede İstanbul’da bir okul arkadaşımla buluşmuş, yemiş, içmiş kafayı bulunca da Ankara’ya dönmekten vazgeçmiş ve o gece onun bekar evinde kalmıştım. Eşime bekar evi ama pek çok kadından daha derli toplu, tertemiz ve düzen içinde diye anlatmaya başlamıştım. Banyodaki şifoniyerin 1 nci çekmecesi diş macunu, diş fırçası (misafirlere de armağan edilmek üzere) 2 nci çekmece traş bıçakları, köpükler, parfümler, 3 ncü çekmecede sabunlar, şampuanlar, 4 ncü çekmece el, yüz kremleri, güzellik müstahzarları (gece kırışıklık kremleri bile vardı) anlattıkça eşimin gözleri açılıyor, “gerçek mi?” diyor.

Koç İle Çalışıyorum

2002 Eylül ayı, 2001 yılının ekonomik krizi daha yeni yeni atlatıyoruz. Yine milyarlarca TL kaybetmiş ve yerlere serilmişiz. İstanbul’da Nazmi isimli gümrük komisyoncusu bir arkadaşım var, telefon ediyor ve  “Nadir abi, Perşembe günü bir arkadaşımla size gelebilir miyim?” diyor. O günlerde Bakanlık tüm üst yönetimi arkadaşım veya müfettişlikten dostum, tabi Aygün’de bu durumu biliyor. Cuma günü yanında genç bir adamla ofisime geldiler.

Korkma! Yaşam Güzel Şey

Güzel gözlerindeki ağır makyaj ile dikkat çekiyordu.Tesettürünün altında yaldızlı bir takke gözüküyor, örtüsü ile görkemli takkesi herkesin gözüne çarpıyordu. Hastanenin röntgen salonunda sıra beklerken; onun gözlerindeki korku ve endişeyi gördüm. Oysa giyinişiyle kendini sanki öte dünyaya hazırlıyor gibi gösteriyordu veya göstermeye çalışıyordu. Ama yaldızlı takkesi ile de bu dünyanın ihtişamını ve gösterisini de ihmal etmiyordu.  

Ben ilk görüşte onda, inandığı dinin gereklerini yerine getiriyor gibi bir şeyler hissetmiştim.

Üç Ceket

“Şehit İlker Korter” kaçıncı defadır bilinmez, yine Karaköy İskelesi’ne yavaşça yanaştı. Kalabalığın içinden itile kakıla iskeleye adımını attı. İskelenin çıkışında simitçi Yako’dan her gün olduğu gibi taze simidini paketletti ve ağır adımlarla Galata sokaklarına daldı. Şehir daha uyanmamıştı ama, saat:07:30 olmuş, dükkanlar ve sokaklar kalabalığı bekler gibiydi.  

Kim bilir kaç yıldır bu sokaklar, kimlerin adımlarıyla aşınmıştı?