Çınaraltı

Arkadaşlarına doğru yaklaştı Rauf, hepsi parkın banklarında yerini almış, her zaman ki yıpranmış giysileri ve gömlekleri ile gölgede oturmakta idiler. “Nasılsın Rauf? Nerelerde idin? Seni merak ettik?”, “Neden iki gündür görülmedin?” diye hep bir ağızdan sordular. “Hasta idim” oldu kısaca cevabı.

Beyefendiiii !

Vedat Bey; yıllarca yalnızca pencereden selamlaşarak komşuluk yaptığımız halde geçen yılların ardından son 3-4 yıl artık kahve komşum olmuştu. Kendi anlatışıyla T.B.M.M. diş polikliniğinden emekli olmuş, yazları Fethiye, kışları Ankara’da, sevgili eşi Günseli Hanımla sakin bir yaşam sürdürmeye başlamıştı. Baharda, çalışanım Recep’in arabalarına indirdiği bavullarıyla, Fethiye’ye göçer, giderken çiçeklerini sıkı sıkıya bizlere emanet ederdi. Bu çiçekler bizim dostluğumuzu başlattı. Fethiye dönüşü bakımlı çiçekler geri verilir, bizler için getirilen kilolarca limon teslim alınırdı.

Serbest Bölge Kuruluyor

1985 yılı, Turgut Özal dönemi, Gümrük Maliye ile birleştirilmiş, adı Maliye ve Gümrük Bakanlığı olmuş. Rahmetli Vural Arıkan’da bakanımız olmuş, Doğan Ak’in Müsteşar yardımcımız. Vural bey ile Mülkiye’den sınıf arkadaşları, beni de Gümrükler Genel Müdürlüğü’ne Genel Müdür Yardımcısı olarak görevlendirmişlerdi. Maliyeciler, Gümrük idaresine gelir kapısı gibi bakıyor. Bu düşünceyle yeni kurulan Ekonomi Bakanlığı’nca dahilde işleme rejiminin ekonomik etkisini düşünmeden, ihracatı arttırmak amaçlı bu yetkinin Gümrük ve Tekel Bakanlığı’ndan alınınca; Maliye Bakanlığı da Gümrük Bakanlığı’ndan Tasfiye Genel Müdürlüğü’nü, gümrük depolarında bekleyen gümrüklü eşyanın satışı ile gelir elde etmek amacıyla ayırdı, Maliye’ye bağladı.

Konya’da Ramazan

1971 yılı ben Mülkiye’ye başlamış ve üniversite hayatıyla aklımca özgür olmuştum. Tabi,  bir şeyler yaparak bunu ispatlamaya ve bazılarından da farklı olmaya da çalışıyordum. Çünkü artık Mülkiye şebekem (öğrenci kimliği) vardı, sinema, otobüs, tiyatro çok indirimli idi. Lise arkadaşlarımdan daha kopamamış, Mülkiyeli yeni arkadaşlarımla da henüz yakınlaşamamıştım. Liseden çok sevdiğin Altan Şenvar isminde bir arkadaşım Emek Mahallesi’nde Yeşiltepe bloklarında bize yakın oturduğundan onunla daha samimi idim ve sık sık görüşüyorduk, arkadaşlığımız kopmamıştı.  Altan’ın annesi ve babası profesördü, abisi de Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde okuyordu.