Bir inanca göre “sonsöz” asla söylenemez. Benim de “sonsöz’üm yok.
“Geçmiş söz”ler ise, okuduğunuz gibi söylendi, anlatıldı.
“Önsöz”de de söyledim ya, yaşananlar ne kadar önemli olursa olsun, onlar hayatımızda yalnızca birer küçük virgül.
Belki ilk anlarda, yaşandığı anda kucakta bile taşınamayacak kadar büyük gibi… Mezun oldum, işe girdim, atıldım, evlendim, boşandım, hastalandım, ne kadar önemli gözüküyor değil mi?
Evet! Bunlar o an, çok önemli ancak üzerinden günler geçtikçe, bu anılarda da gördüğünüz gibi küçülen, gittikçe küçülen küçük birer virgül oluyorlar.
Şimdi fark ettiniz değil mi, sizlerin o çok önemsediğiniz virgüllerinizin önündeki satırlar da küçülüp, kaybolmuş, kayboluyor. Acele edin! Unutmadan yazın. Ben daha yazacağım;
Doğa “sonsöz”ü, “nokta”yı koyuncaya kadar…